kelimeleri yuvarlar gibi yuvarlıyorum yudumları,
bekliyorum işte
bıraktım kovalamayı,
elimi sanki mesafeyi savurmak istercesine
gerim sıra atıyorum
şehir dağılıyor
atlasın yanılgısında..
boşvermişlikten nasibini almış her bir ayrıntıyı
senin gözlerin oyuyor sayfalara,
sayfalar yanıyor bu evin duvarlarında,
bu duvarlar ki adının aksiyle bezeli,
adın ki önüne düşen bir yaprak gibi
elasında bir yırtık gözlerimin..
şimdi renkler değişir
deniz yürür önüm sıra
kimse görmez,
görülmesin, deniz, bu sana kör bana sağır dünya görülmesin..
çünkü ben;
içerimden doğru seviyorum seni
aynı nakaratta kafiyeli yüklemler içerisinden
çekiliyor
kıyılarımız..
dualardan nasibini alan tüm inanmayanlar ve
secdeye durmuş umutların arasında bir fısıltı
bekle diyor bana, derinden,
senin derin-den bir koku
dağılıyor ötemde
diyor,
bekle
kıpırdamadan
sadece
bekle..
“Odandan çıkman gerekmez, masanda oturmaya devam et ve dinle… Dinleme bile, sadece bekle…Bekleme bile, gerçekten sakin ve yalnız ol. Dünya özgürce sunacaktır kendini sana… Maskesinden sıyrılmak için başka seçeneği yok, huşu içinde yuvarlanacaktır ayaklarının dibine…” kafka
3 yorum:
Yorumda bulunacaktım geçen gün,kafamda bir şeyler bulur yazarım dedim.
Yok.
Yorum yok sana.
bu iyi mi kötü mü bilemedim:)
Kötü,olabilir mi?Tıh tıh.
Yorum Gönder