kira kontratının üzerinde
kimin ismi
varsa
evin gömmedolaplarında onun
maskeleri
dursun
bu şehrin
bütün sokakları
karasal iklime çıkıyor
tanıdığım herkes
bir telaş
denize akıyor
kıpırtısız duruyorum
ellerim açık iki yana
yüksek bir yerden
bunca düşerken nasıl hiç tınılamıyor
kalbim

bu hissiyatsızlık
herşeyden daha az korkutuyor beni
kalem traşlar gibi
sıyırıyorum
gözlerimi..

ama ne bakışlarım daha sivri,
ne de rengi ela artık..

4 yorum:

otto dedi ki...

şeytanın avukatlığını yapasım vardı,
elim belimde çen çen huysuzlanasım vardı ama geçti,
çünkü haklısın.
gözümün etrafında küçük kabarcıklar,
dediğin gibi ellerim açık iki yana,
yüksek bir yerden kaygısızca düşüyorum,
suyun altında.

¿NrN? dedi ki...

az ötesinde suyu da gördüm, kimbilir belki ben de suya düştüm..
kaldırma kuvveti
muzdaripliğiyle
huysuzlan bana..
göz kenarlarında ki kabarcıkları patlatalım sonra..
ya da
dururuz, ne bileyim..

otto dedi ki...

evet demek oluyor ki aynı detten muzdaribiz. ama benim artık bu kadar derdi kaldıracak kuvvetim kalmadı. biz en iyisi duralım.
kabarcıklara gelince, boşver kalsınlar,
*bin fersah derinde biz alamasak da derimiz nefes alsın.

*bu da benden değil de başkasından peydahlansa kozmetik reklamına slogan olurdu heralde:)

¿NrN? dedi ki...

mantıklı..