ev

üzerinden kayıp giden su damlaları
ışığı kırarken sırtımda
tenimde bir kesik
aynı şarkının nakaratında kanıyor..
ben
aklımı
önüme koydum
kalbimi gerime..
yeşilin içinden yürüdüm maviye
gözlerimi alacasına diktim o önümüzde uzanan çirkin bozkırın..
adının ne olduğu önemli değil şehirlerin
bir ucundan diğerine
kaç adımda gittiğindir mesele
ve mesele
hissedebilmektir kendini evinde..
ben kendimi sende evimde hissettim,
bütün şehirlerin adı senin adın
senin adın bütünil sınır tabelaları...
ondandır
köküm olmamasına rağmen kendimi tutturabilmem bu toprağa...

ben nereye gitsem
evimdeyim aslında...

Hiç yorum yok: