Kaapuz Balı

"Romandı onlar" dedi babaanem. "Karpuz diyemezlerdi ya da demezlerdi. Kaapuzdu onların karpuzu."
"O yaz sıcak geldi. Ekinler normalden de sarı."
"Hangi yaz ki babaane." sorunun cevabı muallak. Her anlatışta hikayeyi bir başka yaz. Sanırsın bir gençlik o yaz da geçmiş...
"Yalan söylenir mi? Yani söylenir de böylesi mi söylenir? Vallahi yalan değil. O sene bir karpuz verdi toprak evleri karartır. Yığdık ki kapının önüne gölgesinde kahve içerdi babam.." - "Turanhafız, babam. Turanhafız derlerdi babama. Fırıncıydı. Biz hiç hamur yoğurmadık ki baba evinde. Hep fırından geldi. Ben koca evinde öğrendim mantı açmayı. Baklava da açardım, bak şöyle..."
Sakin araya giren sesim "dur babaane, karpuzlar diyordun. O yaz karpuz ev karartıyordu."
"Hıı.. Tamam kaapuz. Karpuz değil. Geldik yığdık evin önüne. Bizim ev Alaca Çorum yolunda. Böyle alabildiğince kavak yol boyu. Kimbilir ne oldu o kavaklar. Ah o Çerkes kızı..."
"Babaane karpuzlar..."

"Unutuyorum ne anlattığımı da. Neyse... Aldık bir kısmını da yenecek gibi değil. Çok. Atacağız felan diye lafı geçmiş fırının orada. Romanlar gelmiş o sene."
"Nereden?"
"Bilmem", ağır heceleye heceleye bir bilinmezlik. Ben hayatta hiç bir şeyi öyle güzel bilemedim!

"Dur! Romanlar duymuşlar o karpuzlar atılacak. Gitmişler babama demişler atmayın yazık günah. Atmayın kaapuz balı yapalım.Biz şaşırdık. Ne ki kaapuz balı. Hani bizim oralar da asma bol. Üzüm balı biliriz, yaparız. Bunu duymadık, şaşırdık. Tamam demiş onlar öyle dediğinde babam. Yapın, yarısı bizim yarısı sizin. Sonra onlar bıçak istemişler, tarif etmişler nasıl olması gerektiğini."
"Böyle" babaanemin işaret parmağınca "bir sap, sonrada dışa doğru içten yuvarlak kenarları keskin bıçaklar yaptırdı Turanhafız, babam. Onlarında varmış malzemeleri zaar. Koydular tarlanın ortasına koca böyle tandır gibi sinileri" kolları yayıldı babaanemin sola sağa "üzerlerinde leğenleri" kolları dünya sanki!
"Vurdular bıçakları cıscıplak kaldı kaapuzların kabukları. Döktüler leğenlere. Topladılar saman, çer çöp.. Yaktılar sinilerin altlarını."
"Eee babaane çekirdekleri ne oldu karpuzların?"
"E süzüyorlar ya" hepimiz oradayız ya "kaynatıyorlar, süzüyorlar. Ne kaynadı, ne kaynadı leğenler.."

"Hadi bir çay veriver. Ah ah yazsam kitap olur."
"Olmadı ben yazarım babaane"
"Sen işine bak!"
"!"

"Bitti sonra. De ki leğenler günlerce kaynadı. Doluştuk ki başına sanırsın ayna. Aynaya baktık. Üzüm balı daha koyu. Bu açık.  Ayna sanki, suretine bakıyorsun."
"Kaapuz balında suretini mi gördün babaanecim sen?"
"Tek ben değil. Herkes gördü. Ama biz alışamadık tadına. Tenekelerce bal, tenekelerce doldurduyduk ya, alın dedi babam verdik Romanlara.."

"Romanlar bir daha gelmedi ya da ben hatırlamıyorum. Artık unutuyorum olanı biteni..."
"Olur mu babaane ya baksana aynaymış kaapuz balı onu hatırlıyorsun!"
"Evet ya aynaydı sanki..Böyle hepimiz doluştuk, baktık. Aynaydı, ayna.. Kaapuz balı.. Ah o yaz.."

2 yorum:

Caner dedi ki...

Sen yazmayı iş edinsene.
İşine bak deyincede,yazsana böylece..

¿NrN? dedi ki...

ben iş edinsem de karnımı doyurtamam sanırım..